“Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine…” Söz konusu yazımda yakın zamanda ekranlara veda eden Adı Efsane dizisinin artık evli çifti FikBel’in finaldeki beş sahnesi için inceleme yazmak istedim. Keyifli okumalar:)
1- Aylar sonra, kalpten bir Gülüm!
Fiko ile Sibel… Aylardır bir türlü barışamayan, birbirlerini görünce gururdan yol değiştiren iki genç. Fiko’nun Sibel’e deyişiyle özdeşleşmiş ‘Gülüm’ kelimesini Sibel aylardır Fiko’dan duyamıyordu. O anki sevdiğini başka bir adamın yanında görüş, artık kendini tutamamayla birlikte sevdiği kızı sakinleştirmek için “Yapma Sibel, yapma gülüm…” cümlesini sarfetti Fiko!Final bölümünde her şeyi başlatan sahne, bu sahneydi. Ve işte o an dedik ki, “Teşekkürler Allahım! Aşkın çocuğu Fiko geri döndü!”
2- Bak kaldırdım örtülerimi, çırılçıplağım karşında!
Sibel, her zaman için kendini ezdirmeyen, dik duran, acısını yansıtmamaya çalışan bir kız oldu. Bu belki iyiydi, belki kötü… Peki farkettiniz mi? Sibel finalde ilk defa gerçekten örtülerini kaldırdı Fiko’ya karşı… “Ne olursa olsun, artık o benim olsun.” dedi belki de… Ondan başkası ona dokununca aklı başından gitti. “Çok korkuyorum Fiko…” dedi, ağladı, iç çekti ama o çıplak ayakla Fiko’nun yanında yürümesinin anlamı gerçekten büyüktü, “Bak çırılçıplağım artık, saf halimle seninleyim” dercesine yürüdü çıplak ayaklarıyla sevdiği adamın yanında…
3- Bir küçük “öpücük” meselesi!
Fikret ile Sibel, bir bakımdan Ferhat ile Şirin gibi yani… Aylar boyunca nefret, hüzün ile dolu olduklarında bile birbirlerine nasıl baktıklarını, yakınlaşınca nasıl alev alev olduklarını hepimiz gördük. Fiko, Sibel’e “Üzülme gülüm, ölürüm biliyon!” demişti ve bundan olsa gerek bir damla gözyaşına kıyamadı, onu kendi evine, kendi yatağına getirdi. Sibel ağladı, Fikret dinledi, iç çekti. Sibel “Beni bırakma!” dedi ve Fikret kıyamadı. Gecenin bir yarısı, beraber aynı yatağı paylaştıkları dakikalarda aniden çaldı “öpücük” kapıyı, Fikret ile Sibel belki de en huzurlu dakikalarını yaşıyorlardı, Fikret hasretle dudaklarını birleştirdiği an ikisinin de gözleri kapandı, işte birbirine hasret iki susuz kalmış gül de böylece yeniden açtı!
4- “Biz seninle; iki simit, iki ayranız.”
“Okula giderken iki tane simit ı-ı almayacağım!” demişti Fiko… O zamandan beri içimizde, içlerinde hep ukteydi bu iki simit. İki simit deyip geçmeyin, o iki simit Fikret ve Sibel için belki de hayatlarının en masum anlarını yaşatan yiyecekti. Final bölümünde de Sibel Hanım, durdu durdu ve turnayı gözünden vurdu. Bankta oturuyordu, karşısında deniz, aklında sevdiği adam ve elinde iki simit. Fiko geldi birden, aşk mahrurluğuyla gülümsedi gülüne ve ona döndü Sibel. “Bu sefer simitler benden!” diye seslendi, dünyanın en masum sahnesiydi belki de, dünya dursaydı o an, çocukluklarına dönselerdi. Hep çocuk kalın Fikret ve Sibel!
5- Evliyiz, mutluyuz!
Fikret Yurdakul, hep sevdi Sibel’i, başkasıylayken de sevdi, kıskanırken de sevdi, severek ayrılırken de sevdi, nefret ederken bile sevdi. Sibel Yılmaz’da hep sevdi, belli etmezken de sevdi, sevmiyorum derken de sevdi, “Bitti Fiko.” derken bile sevdi.
Ayrıldılar, gurur yaptılar, hata yaptılar, pişman oldular ama her şeye rağmen onlar mutluluğu en çok hakedenlerdendiler. Fikret Sibel’i kurtardı, evine götürdü, dudaklarına buse kondurdu, Sibel örtülerini kaldırdı ve sonunda aradan bir sene geçti, Sibel konservatuvarlı bir gençti artık ve onların düğünü vardı, dünya evine gireceklerdi. Davulla zurnayla aldı Fiko gülünü evinden, kolkola girdiler düğün salonuna ve sonunda nikah masasına oturdular. Nikah memuru önce Sibel’e sordu, sonra Fikret’e ikisi de çılgınca birer “Evet!” patlattılar, evlilik cüzdanlarını aldılar ve sonra o özel dansa geçtiler, “Karım mısın şimdi benim?” dedi Fikret, “Evet, kocacım!” diye cevapladı Sibel… Sonra delilercesine halay çektiler, gelsin roman havaları, gitsin karadeniz türküleri… En evlisinden, en mutlusundan bir çift oldu FikBel ve onları sonsuzluğa uğurladık… Hep aşkla kalın!
Bonus!
“-Heyecandan tir tir titreten bir evlilik teklifi!”
“Bir çiçek bir çikolata değil mi kızım? Gelir isteriz.” repliğiyle tanıdığımız Fikret Yurdakul finalde yaptı yapacağını ve Sibel’e evlenme teklifi etti. Arkadaşlarının yardımıyla koskocaman, güllü bir pankart açtı ve diz çöktü, o heyecandan titrerken gülü geldi ve “Evet, evet, binlerce kez evet!’ diyerek kabul ettiğini söyledi. Bu sahnede en özel detay ise, Fikret ile Sibel sarıldıktan sonra Ali, Sadık ve Hakan’ın da onlara sarılmasıydı. Dostluk ve aşk, ikisi bir arada!