Televizyonun Oscar’ı olarak nitelendirilen Emmy ödüllerinin 69’ncusu, yakın zaman önce sahiplerini buldu. The Handmaid’s Tale ve Big Little Lies’ın aldığı ödüllerle damga vurduğu gecenin değerlendirmesini yapmaya başlayalım.
İlk olarak en merak edilen dal olan En İyi Drama kategorisiyle başlıyoruz. Güçlü adaylarının arasından sıyrılarak başarıya ulaşan The Handmaid’s Tale, ben dahil birçoklarının kazanmasını beklemediği bir diziydi. Daha ilk sezonundan fenomen gibi nitelendirilen Westworld’ün es geçilmiş olması, gerçekten şaşırtıcı bir durumdu. Onun dışında Breaking Bad’in mirasçısı olarak gösterilen Better Call Saul ve 130 milyon dolarlık dev bütçesiyle The Crown da kategorinin diğer güçlü adaylarıydı. The Handmaid’s Tale’ın bu güçlü adayları geçip ödüle uzanması, birçoklarını şaşırtmış durumda… Gerçi bu duruma sevinenlerin sayısı da az değil… Hatta törenin adayları belli olur olmaz fikrini bu yönde belirtenler de olmuştu, onu da es geçmeden söyleyelim.
Drama dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülü de This Is Us’taki performansıyla Sterling K. Brown’a gitti. Adayların arasında Anthony Hopkins gibi bir yıldızın olması doğal olarak ödül için akıllara ilk onu getiriyordu. Kevin Spacey’nin kazanamamasına maalesef alışmış durumdayız. Ancak benim asıl favorim Better Call Saul’dan Bob Odenkirk’tü. Dizi başladığından beri üç yıldır aday olan Odenkirk’ün artık zamanının geldiğini düşünüyordum fakat jüri, ödülü Sterling K. Brown’a vermeyi tercih etti.
Drama dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi ise The Handmaid’s Tale’daki performansıyla Elisabeth Moss oldu. Bu en azından benim açımdan beklenilen bir durumdu. Yarışın Claire Foy ile Elisabeth Moss arasında geçeceğini ancak Elisabeth Moss’un bir adım daha önde olduğunu düşünüyordum. Çünkü Moss gerçekten bu ödülü hak etti! Ancak ben adayların arasında Tatiana Maslany’i de görmek isterdim. Geçen yılın kazananının bu sene adayların arasında bile olmaması, oldukça düşündürücü doğrusu.
Komedide ise yine alışıldık isimler ön plandaydı. Veep ve Julie Louis-Dreyfus her zaman olduğu gibi yine ödüle uzandılar. Atlanta’dan Donald Glover ise Altın Küre’nin ardından Emmy’i de alarak haklı başarısını kanıtladı. Komedi dalındaki favori sayısının az olması, izleyicinin de gitgide bu daldaki ödülleri daha az merak etmesine neden oluyor. Komedi, dramanın yanında bir hayli sönük kalmaya başladı.
En İyi Mini Dizi ödülü ise Big Little Lies’a gitti. Gönlüm The Night Of’tan yanaydı ancak Big Little Lies, haklı bir başarı elde etti. Big Little Lies’ın kazanması birçoklarının beklediği bir durumdu. Ancak bu daldaki En İyi Kadın Oyuncu ödülü, bence Nicole Kidman’a gitmemeliydi. Adayların arasında Feud’dan Jessica Lange ve Susan Sarandon gibi iki usta isim dururken, ödülü Nicole Kidman’a vermek, yapılmaması gereken bir hareketti. Nicole Kidman’ın ödülü biraz ismiyle kazandığını düşünüyorum. Ancak tabii ki de Nicole Kidman’ın oyunculuğu ve kariyeri tartışılamaz.
Riz Ahmed ise kazanmasına en çok sevindiğim isim oldu. The Night Of’taki performansı gerçekten olağanüstüydü. Dizideki gerilimli atmosferi bizlere sonuna kadar yaşatmıştı. Ödülü sonuna kadar hak etti!
Birçoklarına göre Black Mirror’ın üçüncü sezonunun en iyi bölümü olan San Junipero, En İyi TV Filmi ve En İyi Senaryo ödüllerini alarak başarısını perçinledi. Dizinin yaratıcısı Charlie Brooker’ı tebrik ediyor, dördüncü sezonu iple çektiğimizi belirtiyoruz.
Bir Emmy’i de bu şekilde geride bıraktık. Gelecek yıl adayların arasında Game of Thrones’un da olacak olması, bakalım adaylıkları nasıl etkileyecek? Bekleyip, göreceğiz! Emmy 2018’de görüşmek üzere…