Ray Donovan: Bazı kayıpların acısı tarif edilmezdir!

3 dakikada okuyabilirsiniz

Televizyonun en saygın dramalarından olan Ray Donovan, beşinci sezon finaliyle birlikte geçtiğimiz hafta aramızdan bir süreliğine ayrıldı. Peki, nasıl bir Ray Donovan sezonu izledik? Gelen yorumların geneli, sezonun diğer sezonlara nazaran nispeten daha yavan geçtiği yönünde… Ben de sezon hakkındaki düşüncelerimi kısaca belirtmeye çalışacağım. O hâlde başlıyorum!

Sezonu çok şaşırtıcı ve üzücü bir haberle açmıştık: Abby’nin ölüm haberiyle! Abby’nin hasta olduğunu biliyorduk ancak Abby’i daha sezonun ilk bölümünden öldürmelerini ilk başlarda biraz yadırgamış, kafamda “Acaba diziden mi ayrıldı?” soruları dönmeye başlamıştı. Ancak dizi, beni ve ben gibi düşünenleri yanılttı. Çünkü dizi, Abby konusunda farklı bir anlatım tarzına ve biraz da reyting taktiğine girmişti. Sezonun en sonunda gösterilmesi gereken sahneyi, en başında göstererek…

Sezonun çok büyük bir çoğunluğu, Ray’in yaşadığı Abby travması üzerine kurulmuştu. Sezona gelen eleştiriler de tam da bu hususta gelmeye başladı zaten. Ray’in yaşadığı acı her ne kadar tarif edilemez olsa da sezonda çok fazla bir yer kapladığı yönündeydi. Bence de yapılan eleştirilerin biraz da olsa haklılık payı var. Çünkü Ray Donovan seyircisi beşinci sezona kadar böyle bir durumla hiç karşılaşmamıştı. Evet, Ray’in özel hayatı dizide büyük bir yer kaplıyordu ancak iş hayatıyla beraber harmanlanarak sunuluyordu. Bu sezon iş hayatı biraz daha geri plana atıldı.

Hazır iş hayatından bahsetmişken biraz da ona değinelim. Susan Sarandon bu sezon hikâyeye harika renk kattı ve gelecek sezon da katmaya devam edecek gibi görünüyor. Sezonun bir başka renk katan karakteri ise her sezon olduğu gibi bu sezon da Mickey’di. Benim de diziyi izleme sebeplerimin başında geliyor açıkçası. Emekliliğini senaryo yazarak değerlendirmeye çalışan Mickey, kalan günlerini her ne kadar belasız yaşamaya çalışsa da maalesef bu, bu sezon da pek mümkün olamadı. Ve Ray’in de katkılarıyla bir kez daha kendisini ikinci evi sayılabilecek hapishanede buldu. Tam bir bela mıknatısısın Mickey!

Sezonun hikâyesini her ne kadar eleştirebilsek de oyunculara diyebileceğimiz hiçbir şey yoktu. Yine her zamanki gibi mükemmeldi! Sezonun atmosferi, dört sezon boyunca kurulmuş sağlam karakter iskelesini bozamadı. Bu performansıyla Liev Schreiber’ı 2018’de de Emmy adaylığında görecekmişiz gibime geliyor. Barda, Terry’nin Abby’nin ölümündeki payını itiraf etme sahnesi bile Liev Schreiber’ı Emmy adayı yapmaya yetecektir. Gerçekten harika bir sahne ve oyuculuktu!

Altıncı sezonun çok daha hikâye odaklı geçeceğini düşünüyorum. Ray yine Abby’nin acısını yaşamaya devam edecektir. Ancak bu acının hikâyeye beşinci sezona kıyasla daha az yansıtılacağını düşünüyorum. Los Angeles’tan New York’a taşınan hikâyenin, içinde büyük sürprizleri barındırdığını düşünüyorum. Merakla bekliyoruz… Fakat bu merak duygumuzu 2018 yazına kadar içimizde saklamamız gerekecek gibi görünüyor. Daha tatminkâr olacağımız bir Ray Donovan sezonunda görüşmek üzere!

OKUMAYI SEVİYOR MUSUNUZ?
Yazılarımızı takip etmek için

E-Bülten ile
SEVDİĞİN TÜRLERİ TAKİP ET

Bir çok basın kuruluşuna destek veren N’oluyo’nun popüler haberleri sana da gelsin istemez misin? E-posta aracılığı ile hangi türde haberler almak istersin?


Günün popüler yerli dizi haberleri

Günün popüler yabancı dizi haberleri

Günün popüler yarışma ve reality show haberleri

Farklı türlerden güne dair popüler televizyon haberleri

Farklı türlerden haftaya dair popüler televizyon haberleri
Endişelenmeyin, spam içermiyoruz.