Muhteşem bölümleri ardı ardına sıralayarak kendisine olan güvenlerimizin boşa olmadığını bir kez daha ispatlayan Mr. Robot, bu hafta biraz da olsa vites düşürdü. Genel anlamda sakin ve psikolojik bir bölüm izledik. Festival film kıvamında ve içinde sürpriz bir kahraman barındıran bir bölümdü. Kimden bahsettiğimi çok iyi biliyorsunuz: Trenton’ın küçük kardeşi Mohammed! Bölümün detaylarına değinmeye başlıyorum…
Küçük Elliot’ın sinema anısıyla açtık bölümü. Babasının camdan itmesi sonucu babasına bir hayli kızgın olan Elliot ile babasının ilişkisi, hiç de özenilecek bir baba-oğul ilişkisi değildi. Babasının fenalaşması sonrasında Küçük Elliot’ın gösterdiği tepkiden, şimdilerdeki Elliot’ın temellerinin o günlerden atıldığını kestirebiliyoruz. O nasıl bir soğukluktur, izlerken buz kestim! Elliot’ın sinema salonundaki sahnenin dizinin jeneriğine bağlanması ise adeta kalite kokuyordu. Esasında nasıl bir bölüm izleyeceğimizin de ipuçlarını verdi o sahne. Festival filmi havasında bir bölüm izledik!
Trenton ve Mobley’nin kumpas kokan ölümlerinin ardından Elliot da “rutin” diye nitelendirdiği silme faslını yapıyordu. Arkadaşlarını her ne kadar bilgisayarından silse de hayatından silemeyeceğini hepimiz gibi o da biliyordu. Bu doğrultuda iki arkadaşının da ailelerini ziyaret ederek, en azından arkadaşlarına olan vefa borcunu ödemek istiyordu.
Terapi dahil her yolu denemesine rağmen bir türlü kurtulamadığı Mr. Robot illetinden kurtulmanın yolunu, geçmişte yaptığı gibi yine uyuşturucuyla yapmanın düşüncesindeydi. Değiştiğini düşündüğümüz Elliot, uyuşturucuyla yine eski Elliot olacaktı. Elliot’ı bu düşünceden kurtaran ise ne Darlene, ne Angela ne de Tyrell’di. Sadece küçük bir çocuktu. Elliot’ın her türlü ısrarına rağmen bir türlü yakasından düşüremediği Mohammed, esasında Elliot’ın kurtarıcısı olacaktı. Bu çok iddialı bir cümle ancak Elliot’ın bölüm sonunda geldiği nokta, Mohammed’in Elliot’ın bir şeylerin farkına varmasını sağladığını kanıtlıyordu.
Hayatında hiç sinemaya gitmeyen Mohammed’i biraz mecburiyetten de olsa sinemaya üstelik “Geleceğe Dönüş” filmine götüren Elliot, hepimizin takdirini kazandı. Elliot filmi o kadar övdü ki benim bile filme tekrar izleyesim geldi. Esasında Elliot, yıllar önce babasından beklediği şeyi yapıyordu. Mohammed’te kendini görüyor, kendisini ise bir baba figürü olarak görüyordu. Patlamış mısır hakkındaki tavsiyesini hatırlayın… Elliot’ın cami sahneleri ise sanırım birçoğumuzun aklından öyle kolay kolay silinmeyecektir. Elliot’ın camiye ayakkabıyla girdiğini fark ettiğimde tam “Camiye ayakkabılarınla mı girdin ya!” sitemlerini ediyordum ki; Mohammed benden önce davrandı 🙂
Elliot’ın bir günlük Mohammed beraberliği kendisi için tam anlamıyla bir terapiydi. Elliot’ın silkelenip kendine gelmesi gerekiyor, kendini salmak yerine toparlanarak düşmanlarıyla mücadele etmesi gerekiyordu. İşte Elliot bunun farkına Mohammed sayesinde vardı. Artık daha özgüvenli bir Elliot izleyeceğiz. Trenton’tan gelen mail, Elliot’ın bu mücadelesine büyük katkı sağlayacak gibi görünüyor. Asıl sorulması gereken soru ise Elliot’ın bundan sonraki süreçte nasıl ilerleyeceği. FBI ile işbirliği mi yapacak yoksa yine tek başına mı mücadele edecek, bekleyip göreceğiz… Gelecek bölüm hikâyeye tekrar geri döneceğiz. Kalan iki bölüm birçok sürprize gebe olacak gibi görünüyor diyor ve sizleri dokuzuncu bölüm fragmanıyla baş başa bırakıyorum. Gelecek bölümde görüşmek üzere…