Sürekli olarak dile getirilmese de toplumda televizyonla ilgili en büyük ön yargılardan biri “yerli dizileri daha çok kadınlar, yabancı dizileri ise erkekler izler” düşüncesidir. Evet, kabul edelim ki bol drama dizisi, yanına biraz kış meyvesi bir de battaniyemiz kış akşamlarında sokağa çıkıp soğuktan tir tir titrerken oturacak mekan aramaktan çok daha cazip geliyor. Fakat tarihte bazı diziler var; babamız veya erkek kardeşimizin “bu ne allasen değiştir şu kanalı” demek yerine “üçlü koltukta yer aç, o mandalinanın yarısını alayım” tepkisine maruz kalmamızı sağlayan… O zaman gelin şu erkeklerin bile ilgisini çeken dizileri mercek altına alalım!
Fotoğraf: Star TV
Medcezir: Yaman’ın fakir bir muhitten gelip zenginlerin arasında hala bıçkın bir delikanlı gibi davranması mı, Mira’nın güzelliği mi yoksa Serez ailesi başta olmak üzere Altınkoy’un bitmek bilmez entrikaları mı erkek izleyicilerimizi ekrana kilitliyordu bilmiyoruz ama en az bizim kadar ilgiyle izledikleri fenomen dizi Medcezir bittiğinde epey üzülmüş olabileceklerini tahmin ediyoruz.
Fotoğraf: Show TV
Suskunlar: Biz dört arkadaşın hapishane yıllarında çektikleri acılara üzülüp, Ahu’ya olan aşkları için birbirine giren Ecevit ve Bilal’in geldikleri noktaya şaşırarak heyecanla Suskunlar gününü beklerken, bir bakmıştık ki evimizin erkek bireyleri de televizyon başına çöreklenmiş bizimle beraber saatleri sayıyorlar. Dizinin intikam duygusu bana kalırsa erkekleri çeken en büyük faktördü.
Fotoğraf: ATV
Ezel: Ramiz Dayı’nın hepimizin hayatına yön veren monologları, Eyşan’ın Ezel’i durmadan yaralayışı bizleri diziye bağlayan en önemli sebepken, erkeklerimiz Facebook durumlarından gördükleri replikler sayesinde başladıkları Ezel’i, mafyatik sahneleri yüzünden bırakamayınca bizim üçlü koltukta tek başımıza dizi izleme hayalimizde çöp oldu elbette.
Fotoğraf: Kanal D
Kuzey Güney: Kıvanç Tatlıtuğ’un ekranlardan yüreğimize su gibi akan yakışıklılığı ve dizideki aşk üçgenleri ekran başında meraklı gözlerle izleyen bizler için çok farklı şeyler değildi ama ne zaman ki mandalinanın yarısını evin erkek bireyleriyle televizyon başında bölüşür olduk, “hop ne oluyor ya” deyişlerimiz başladı. Meğer hepsi “bu Kıvanç’ın numarası nedir aga” diye başladıkları dizinin ilgi çekici konusu yüzünden bağımlısı olmuşlar.
Fotoğraf: Star TV
Muhteşem Yüzyıl: İzledikleri yabancı dizilere baktığımızda tarihi konulara ilgisi olduğunu anlayabileceğimiz erkek ırkı, saray entrikaları ve Muhteşem Sülüman’la Hürrem’in aşkının ön planda olmasını bile umursamayarak Muhteşem Yüzyıl fandomına katılıverdiler. Buna pek şaşırdığımızı söyleyemem.
Fotoğraf: Kanal D
Şeref Meselesi: Genç kızlar olarak “Kerem Bürsin’in yeni dizisi başlıyormuş kızlar, koşuun!” nidalarıyla televizyonun başına oturduğumuzda elbette kıskanç erkeklerimiz şöyle göz ucuyla bir baktı diziye. Başlarda biraz burun kıvırsalar da diziye mafyatik işler bulaşınca ve Yiğit karakterinin astı/kestili bir adam oluşuna doğru yol alınınca tutamadık erkeklerimizi, onlara hak vermedik desek yalan olur!
Fotoğraf: Kanal D
Yalan Dünya: Gülmeye ihtiyacımız olan zamanlarda kaliteli bir sit-com bulmanın zorluğunu yaşardık. Ta ki Yalan Dünya başlayana kadar… Ekran başına kilitlenip karnımızı tuta tuta güldüğümüz sahnelerde “dur bakayım neymiş bu dizi” diye salonun kapısından kafayı uzatan erkek bireylerimiz, ortamlarda kullanılan Yalan Dünya repliklerini de duyunca iyice müptelası oldu dizinin.