Kaldı dört bölüm… Ortalama dört, dört buçuk saat diyebiliriz. Netflix’in hayatımıza soktuğu “binge watch” kavramından sonra bölüm beklemek ve beklerken aradan koca bir haftanın geçmesi çok zor oluyor. Aynı zamanda beklenen süre beklentiyi de fazlasıyla yükseltiyor. Game of Thrones final sezonunun ikinci bölümü ile “A Knight of the Seven Kingdoms” ile karşımızdaydı. Bu arada dizi yine “sızdı.” İzleyenler dün akşam çoktan izledi yani… Ama yine de bu yazı “spoiler” içerir hatırlatmamızı yapalım. Yazının sonunda da üçüncü bölüm fragmanı yer alıyor.
1- Jaime Lannister ve karakter değişimi!
Herkesin nefret ettiği bir adamdan; yeni, bambaşka ve ruhu değişim geçirmiş bir karakter yaratmak… Nikolaj Coster-Waldau bu işi harika başarıyor! Bununla beraber Jaime Lannister’ı izlemek bambaşka bir keyif haline geliyor. Adamı güneyden gelir gelmez, üstelik “Sizin için savaşacağım!” demesine rağmen anında yargılamaya almak mükemmel bir fikirdi, muhtemelen “harika kraliçe” Daenerys Targaryen’den çıkmıştır. Geyiği bir kenara bırakırsak, Bran’ın lafı yine gediğine koyması ile sahne daha da yükseldi. Brienne of Tarth’ın sadakatinden şüphe etmeyen Sansa Stark’ın ise Jaime’yi bağışlaması ile olaylar biraz hızlı gelişse de “Ne alaka?” dedirtmedi. Aşağıda Bran-Jaime sahnesinin mizahi hali mevcuttur.
jaime: everything i did, i did for my house and my family. i’d do it all again.
bran: the things we do for love.#gameofthrones pic.twitter.com/iaVSJuWqcU— ser brienne of tarth (@emiliacIarked) April 22, 2019
2- Arya ve Gendry’den “tutkulu” hareketler!
Aslında geçtiğimiz bölümden böyle bir şeyin olacağı belliydi. “Madem öleceğiz yarın amaaaaan her şeyi yaşayalım!” cümlesinden ibaret olduğunu ise düşünmüyorum. Arya Stark’ı tanıdığımız kadarı ile bu hareketin “hormon” dışı bir sebebi olmalı… Aldığı eğitimlerde bununla ilgili bir şey mi vardı? Hamile mi kalması gerekiyordu? Vakti zamanında Robert’ın söylediği cümleden mi etkilendi? Yoksa sadece anı mı yaşamak istedi? Önümüzde dört bölüm var, umarım cevabını iyi bir şekilde alırız. Alamazsak da “Carpe diem!” deriz çok üzülmeye gerek yok yani… Ha bu arada unutmadan; Arya’nın sevişme sahnesi dünyanın her bir yanında “Sen bizim küçük kardeşimizdinnn!” şeklinde yankılandı. Maisie Williams’ın 1997 doğumlu olduğunu da bu vesile ile hatırlatalım.
3- Sansa’nın inadından vazgeçmeye niyeti yok!
“Sen kraliçe olacaksın ama Kuzey ne olacak?” Sansa’nın ilk andan itibaren Daenerys Targaryen’e tavrı belli… Evet epeyce dalgasını geçtiğimiz “Görümcecilik” mevzusunu bir kenara koyacak olursak ne yönetimsel, ne karakter bazında birbirlerini sevecek iki tip değiller. İşin ucunda bir de paylaşılamayan bir “Jon Snow” var aslında… Konuşmanın tam heyecanlı yerinde muhabbetleri kesildiği için birçok teori üretebiliriz. Ama benim fikrim bu savaşın sonunda gülen tarafın Sansa Stark olacağıdır. “Ben kraliçeyim, diz çökün yahu!” tavrı Kuzey’de pek işlemedi, Dany’nin moraller bozuk yani. İzleyelim, görelim.
4- Hiç beklemediğimiz biri yeni “kahramanımız” mı olacak?
Samwell Tarly, akgezen (white walker) öldürmüş olabilir. “Kadınların bir numaralı aşığı” olabilir. Ancak en önemlisi her hareketi kilit olan bir adam kendisi… Ve kendisi Heartsbane’ni Jorah Mormont’a verdi. “Yahu yoksa Azor Ahai mevzusu bu mu?” derken kendinizi bulmuş olabilirsiniz. Belki de “Samwell kaybettiği ailesinin yerine Jorah’ı koydu.” da diyebilirsiniz. “Bu kılıç Yürek Felaketi diye dilimize çevrilebilir, Friendzone King aklımızdan geçeni mi yapacak?” diyebilirsiniz. Çok daha fazla şey diyebilirsiniz. Günün sonunda yeni bir kahramanımız olabilir, Jorah Mormont ölümden defalarca boşuna dönmedi diyorum.
5- Jon Snow Aegon Targaryen olduğunu kabul etti. Ya Dany?
Daenerys: You mean I'm not the rightful heir of the Seven Kingdoms? #GameOfThrones pic.twitter.com/NWZuiINo4D
— lady lynds (@lyndsey_f0ster) April 22, 2019
Evet, Jon Snow yani Aegon Targaryen “Kraliçesi” Daenerys Targaryen’a her şeyi anlattı. Bran’ın görüleri ve Samwell’in bilgeliği ile konunun geldiği yeri “Tahtın sahibi benim aslında…” mevzusuna kadar getirdi. Elbette Dany’nin “Ay ne güzel yaa!”diyerek konuyu geçiştireceğini düşünmüyordunuz sanırım? Ihhladı, mıhhladı. Tam kararını belirtmeden savaş boruları çaldı. Ancak bu önümüzdeki savaşı iki türlü etkileyebilir.
1- Daenerys Targaryen ölebilir. Üçüncü ya da dördüncü bölümde kendisine veda edebiliriz. Jon Snow birini sevdi mi çok uzun yaşamıyor, onu da unutmamak lazım.
2- Aralarında bir taht savaşı yaşanacaktır. Bunun sonunda Jon, Dany’i öldürmek durumunda kalabilir. Ya da tam tersi olabilir. Herhangi bir şekilde ikisinin uzlaşacağı bir son olacağını düşünmüyorum.
Bonus!
Seni sevmek için nedenimiz çok Brienne of Tarth!
Tormund’u anlıyoruz aslında, Brienne sevilmeyecek gibi değil! Asil, onurlu, başarılı, sevimli ve çok daha fazlası… O bir “Şövalye” olmak için gerekli tüm özellikleri taşıyor. Ve sonunda çok sevdiği Jaime Lannister onu arzu ettiği ünvanla buluşturdu. Ve Tormund’un dediği gibi “Fuck traditons!” Bana sorarsanız bölümün en iyi sahnesiydi. Bu kadar güzelliğin ardından gelecek bölüm Brienne aramızdan ayrılırsa net çok büyük isyan ederim!
Bölüm sonu mood!
Ghost’u gördük mutluyuz. Lyanna Mormont ve Jorah Mormont arasında yaşanan konuşmaya da ayrı parantez açmak lazım aslında… Bununla beraber Davos Seaworth’un küçük kızla olan konuşması da duygulandırdı diyelim, hakkını verelim. Gelecek bölümde çok fazla ölümün, kaybın ve acının yaşanacağını bu bölümle kesinlikle anlamış olduk. Bana sorarsanız çok iyi bir bölüm değildi ancak üç-dört sağlam sahne ile izleyicinin kalbini aralamayı başardı. Şimdi savaş yaklaşıyor, ben de sizi Podrick’le başbaşa bırakıyorum.
Fragmana ise hemen buradan göz atabilirsiniz;