Vatanım Sensin yayınlandığı günden bu yana konusuyla, işlediği dönemle ve oyuncularıyla sık sık gündemde olan bir dizi… Dizinin popülaritesi Latin Amerika’ya kadar ulaştı, daha şimdiden birçok ödül kazandı ve 55’den fazla ülkeye pazarlandı. Reytinglerde de yapımcının ve izleyicinin yüzünü güldüren sonuçlar aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Fakat son dönemlerde izleyicinin en çok takıldığı, senaristin ise en çok tökezlediği konulardan birisi senaryo…
Fotoğraf: Kanal D
Milli mücadele günlerini dönemin milli ve kültürel aurasıyla harmanlayıp aşkla buluşturduğu bölümlerde hepimiz gözlerimizin dolduğunu itiraf etmeliyiz. Cevdet’in Ali Kemal’i vurmaya niyetlendiği o sahnede Azize’nin feryatları karşısında içi parça pincik olmayanımız yoktur. Hilal idam sehpasına çıktığında Leon’un kurtarmak için çabaladığı o sahneler… Çoğu Türk televizyonlarına adını altın harflerle yazdıracak türden sahneler ve bölümlerdi. Hal böyleyken dizi ilk bölümlerinde “negatif eleştiri” bazında çok az yorum alıyor, televizyon otoriteleri tarafından tam not alıyordu. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; özellikle ilk bölümlerdeki milli mücadele tutkusuna, Azize- Cevdet, Hilal-Leon, Yıldız-Ali Kemal uyumuna son bölümlerde çok az rastlıyoruz. Hilal ve Leon henüz dizide bir “çift” kavramına bürünmeden büyük bir popülarite kazandı ve eşine az rastlanan seyircinin seçtiği çift olma özelliğini taşıyor. Dizi son bölümlerde senaryo bazında birçok eleştiri alsa da HiLeon ve YılKe dizinin en popüler çiftleri durumunda… Fakat her şey güzel gidiyorken zamanla senaryoda “klişe” dediğimiz olaylar ortaya çıktı.
Fotoğraf: Vatanım Sensin Instagram
Dizi ilk bölümlerinde ‘’Milli mücadele uğruna hayatını feda eden Cevdet ve etrafında dönen olayları’’ anlatırken şu an çok başka bir düzlemde ilerliyor. İşin içine karışan William C. Hamilton ve Lucy ise bu karmakarışık durumu iyice körüklüyor. Özellikle izleyiciyi en çok rahatsız eden konulardan biri de Okan Yalabık gibi dev bir oyuncunun Charles gibi sonu ne olacağı belli olmayan karakteri oynaması… Son birkaç bölümde filizlenen diplomatik konularla dizi eski haline dönmeye çalışsa da maalesef mümkün olmuyor. Halide Edip’in girdiği ve yıldırım hızıyla çıktığı o bölümdeki tutkulu atmosferi arıyor izleyici. Peki dizinin sonu ne olacak? İzleyicilerin en çok merak ettiği konu da bu… Belki de ilk bölümleri mükemmelin de üzerinde olduğu için şu an yayınlanan bölümler seyircinin bir kısmını memnun etmiyordur. Olabilir mi? Neden olmasın? Fakat şöyle bir gerçek daha var ki dizide konunun daha dışında ve daha hayati öneme sahip bir husus, dizideki karakterlerin alt seviyelere indirgenmesi. Nedir bu?
Fotoğraf: Vatanım Sensin Instagram
Eşref Paşa’nın Azize’ye yolladığı pusulayı Azize’nin “Aman canım n’olucak önemsiz bir şey!” der gibi çekmeceye atıp can havliyle Tevfik’in yanına koşması, ardından şeytanın çırağının sözde uyanıklık edip pusulayı oradan alması… Hepimizi ekran başında çıldırtan böyle bir sahne izlemiştik. Karakterlerin bu şekilde alt zekalara indirgenmesi hem dizinin işleyişini bozuyor, hem de izleyicinin diziden beklentisini düşürüyor. Bir diğer uzayan konu ise “Silahlar bulunacak mı?” meselesiydi. Yaklaşık yirmi bölüm boyunca izlediğimiz bu konunun sonunda silahların Azize’nin öngörememesi yüzünden bulunması da diğer iç acıtan olaylardan biri. Özellikle seyircinin kendi elleriyle yarattığı ‘HiLeon’ ve ‘YılKe’ çiftlerini umduğu gibi görememesi de seyircideki beklentileri düşüren olaylardan sadece bir tanesi… Gerçi son bölümlerde biraz düzelme olduğunu (özellikle son iki bölüm) söyleyebiliriz.
?Fotoğraf: Vatanım Sensin Instagram
Dizinin genel eleştirileri dışında değinmek istediğim bir diğer nokta ise oyuncuların rollerine kattıkları… “Şampiyonlar Ligi” diye de hitap edebileceğim oyuncu kadrosu gerçekten her hafta üstün performans sergiliyor. Şu zamana kadar Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’in oyunculuklarını eleştireni görmedim. Karşılıklı sahnelerde arşa çıkardıkları oyunculuklarıyla hepimizi delice etkiliyorlar. Aynı zamanda abla kardeşi oynayan Miray Daner ve Pınar Deniz de öyle. Genç yaşına rağmen yılların oyuncularına taş çıkartacak yeteneğe sahip olan Miray Daner’in ‘Masum güzelliğiyle vatanı müdafaa eden genç kız’ rolü gönüllerde şimdiden taht kurdu. Pınar Deniz’in ise ‘Osmanlı’nın Bihter Ziyagil’i’ havasında oynadığı Yıldız karakteri son derece hırçın, ve bir o kadar da duru güzelliğe sahip, Ali Kemal’i meftun eden bir karakter. Diziyi izlememek için birçok sebebimiz olsa da izlemek için onlarca sebebimiz var. Bu konuştuklarımızın başında gelen en büyük neden ise Mustafa Kemal Atatürk… Adının geçtiği her sahnede tüylerimizin diken diken olduğu abartısız bir şekilde doğru. Umuyorum ki gelecek sezonlarda Mustafa Kemal Paşa da bir karakter olarak diziye dahil olur. . Ve son olarak umarım saydığım bu birkaç sorun olayların ilerleyişi içerisinde düzelir ve dizi eski sürükleyici haline geri döner. Zira dönmese bile izlemek için nedenlerimiz var 🙂